Çin usulü iktidar, rüşvet ve Bizans entrikaları

Çin usulü iktidar, rüşvet ve Bizans entrikaları

02:11 01 April in ACTUAL

(“Chinese-style power, corruption and Byzantine intrigues”)

Xi_Jinping_333504k

Xi Jinping

Yaklaşık bir yıl önce, geniş yetkilerle teçhiz edilmiş şekilde, Orta Krallıkın tahtına oturduğunda bu ülkeyi yakından izleyenler 21’inci Yüzyıl Çin‘ine bu liderin yakıştığını, köklü dönüşümler beklenmesi gerektiğini söylüyorlardı.

Geçmişine ve yeteneklerine bakılırsa, bu bir kehanet değildi. Nitekim aradan geçen sürede Cumhurbaşkanı Xi Jinping hakkındaki tahminleri boşa çıkartmadı, ülkenin kalbine damgasını vurdu. Özellikle de kim olursa olsun, hangi makamda oturursa otursun rüşvet ve yolsuzluğa geçit vermeyeceğini, suçluların cezalandırılacağını katı bir politika olarak ortaya koydu, şimdi de tavizsiz uyguluyor.

Batı ile çalışan tüm Çinlilerin özenle seçtikleri gibi o da kendisine “Joe” ismini yakıştırmış. BG’de çalıştığım yıllarda Güney Çin Denizi’ndeki üç petrol sahasının şirketimize açılması için Pekin’de ilk görüştüğüm kişiydi. Çin’in en batıya açık ve çalışılması kolay şirketlerinden CNOOC’un İcra Başkanı (şimdi Sinopec’in yönetim kurulu başkanı) Fu Chengyu’nun sağ koluydu. Sanırım, askeri bir rütbesi de var; arada belli belirsiz hissettiriyor konuşmalarında. Sakin, yumuşak bakışlı, dost canlısı ve cömert bir arkadaş.

Nanjing’de güneş enerjisi panellerini imal eden Photosolar ile görüşmeleri takiben eski dostları görmek, yeni projeleri anlamak için Pekin’e geldim. Yarım düzineyi aşkın tanıdık ile kahvaltı, öğle yemeği, kahve ve akşam yemeği randevularını önceden ayarlamıştım. Joe’yu arayıp nerede buluşacağımızı sorduğumda kısık ve üzgün bir sesle: “Memedi (Çinliler, Uygurların da kullandığı Mehmet ismini böyle telafuz ediyorlar), seni şirket merkezindeki kantine bekliyorum” dedi.

Başka ziyaretlerimde beni hep Pekin’in en mutena semtlerinden birisindeki sık bir restorana ya da gece kulübüne götürürdü. Genellikle yanında her biri çok değerli temas noktası olan başka arkadaşlarını da getirirdi.

cin_8Xi Jinping, işbaşı yapar yapmaz kimsenin gözünün yaşına ve hangi pozisyonda olduğuna bakmadan rüşvet, yolsuzluk, kaynak israfı, kayırmacılık ile savaş açmış. Joe’nun ağırlama bütçesi de bu çerçevede sıfırlanmış tabii ki. Hatta makam arabasını evine giderken bile kullanamıyormuş; sadece iş ile ilgili olduğu ölçüde izin veriliyormuş. Her şirkette bir parti komiseri oluyor. Tam ceberrut denetimi kurmuşlar bunlar şimdi.

Dış seyahatler de kesilmiş bıçak gibi. Eskiden hatırlıyorum “inceleme ve bilgi-görgü artırmak” amacıyla, bizde de olduğu gibi, 15-20 kişilik heyetler ceplerinde yüklü yevmiye ile yurtdışına gönderilirdi. Şimdi iş görüşmesi için gideceklere bile binbir bürokratik engel çıkartılıyormuş. Yakında Pekin’deki lüks restoranlar, golf klüpleri de kapanacak diyordu Joe.

Yemek sırasında şirketin başkan yardımcısı da yanımıza geldi. Milyarlarca dolarlık yatırım bütçesini yöneten bu insanlar ellerinden alınan ayrıcalıklar yüzünden pek keyifsizdi. Bu uygulamanın en fazla bir yıl süreceği, sonra yine eski tas eski hamam olacağı görüşündeler. “Onun için dışımızı sıkacağız bir süre daha”, der gibiydi Joe.

Bana mahçup olduklarını hissettirdiler daha iyi ağırlayamadıkları için. Oysa büyük keyifti arkadaşımı ilk defa çalıştığı ortamda görmek, herkesin işyerinde neler yiyip içtiğini, konuştuğuna tanıklık etmek ve de en önemlisi parti, hükümet hakkında dedikoduları ilk ağızdan dinlemek.

Cumhurbaşkanı Xi Jinping, iyi bir aileden geliyor. Amerika’da eğitim görmüş. Kimseye eyvallahı yok. Sadece Cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri, daha da önemlisi Ulusal Askeri Komite Başkanı olarak gücü kontrol eden Halk Kurtuluş Ordusu’nun da patronu. Kamu Güvenliği Bakanlığı da sıkı denetimi altında.

Bir yılı geçti başa geçeli. Politbüro içinde menfaatlerine dokunduğu kişiler tarafından kendisine karşı bir darbe yapılacağını anladığı anda, vakit geçirmeksizin gömülü baltalarını çıkarttı. Ve ilk darbesini ihtiraslı ve karizmatik Sichuan eyaletinin belediye başkanı Bo Xilai’a vurdu.

Bo’yu 1993’de Dalian belediye başkanı iken tanıdım ilk kez. Sonra Dış Ekonomik İlişkiler ve Ticaret Bakanı olduğu dönemde OECD’deki görevim gereği birçok kez buluştuk. Bo’nun karısı birçok Çinli kadın gibi güç açlığı çeken birisiydi. Kocasının pozisyonunu kullanıp hem para hem de iktidar kazanacağı Bizans entrikalarına daldı. Çok acımasızdı. Kendisine danışmanlık yapan bir İngiliz işadamını, hala nedenini pek anlayamadığım bir şekilde, öldürtmesi ile bardak taştı; kocasının da kariyerini tahrip etti.

Onun baş düşmanlarına, açığını bekleyenlere eşsiz bir koz verdi. Hemen içeri alındı kendisi. Bo da, tutuklanarak Mart 2012’de rüşvet ve iktidarı kötüye kullanma suçundan yaşam boyu hapse gönderildi. Böylece, Cumhurbaşkanı Xi hem kontrolün kendisinde olduğunu, hem rüşvet ve yolsuzluğa göz yummayacağını göstermiş oldu 1.3 milyara ve dış dünyaya, hem de çok güçlü bir rakibini safdışı bıraktı..

Seçilen başka bir kurban da, 2012 basında Çin’in belki de en güçlü adamı olan Zhou Yongkang ıdı. 1989’da Çin’e ilk vardığımda yeni yeni yükselen bir yıldız idi. 1990’ların başında Panjin ve petrol yataklarına yakın Döngying kentlerinde beledeiye başkanı ve parti sekreteri olarak görev yaptı.1998-1999 arası ülkedeki tüm arazi ve madenler için lisans veren Toprak ve Kaynaklar Bakanı idi. Sonra ülkenin en kalabalık eyaleti olan Sichuan’a parti sekreteri oldu.

CNPC’nin İcra Başkanlığı sırasında petrol kaynaklarına hükmetti. 2002-2007 arası yılda 100 milyar dolar bütçesi olan ve tüm güvenlik kurumlarını uhdesinde toplayan Kamu Güvenliği Bakanı idi.

bild-196Yani, güvenlik, petrol, arazi ve parti mafyası ona bağlı çalışıyordu. “Çin’in Dick Cheney’si” diye nam salmıştı. Güç merkezlerinde yer alan nüfuzlu hemen herkes hakkında dosyalar oluşturmuş, şahsi kasasında tutuyordu. Dokuz üyeli Komünist Partisi Polit Büro’sunun dokunulmazı ve en güçlüsü idi.

Geçen yıl hayati alt-üst oldu. Zhou ve onunla birlikte hızla serpilip servete boğulmuş akrabaları gözaltına alındı. 71 yaşındaki bu adam mahkemeye çıkarılır ve mahkum edilirse Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana rüşvetten hüküm giymiş en kıdemli yönetici olacak.

Zhou’nun benzeri potansiyel rakiplere ders olacak şekilde alaşağı edilmesi aynı zamanda sistemin kronik sorunlarını da ortaya koydu. Şimdiye kadar alt düzeydeki “sinekler” ile mücadele ediliyordu. Sıra, büyük ve dokunulmaz sanılanları hedefleyen Deng Xiaoping’in deyişiyle “kaplan avı”na geldi.

Lakin aşırıya kaçar ve sınırları zorlarsa Xi’nin altının oyulması da beklenebilir. Zira Çin iktidar sisteminden rüşvete, yolsuzluğa, kayırmacılığa bulaşmamış bir lider bulmak imkansıza yakın. Üstelik, Li’nin kurumsal zemini güçlü olsa da iktidar temeli hala kaypak. 2008’de Cumhurbaşkanı adayı seçildiğinde parti içindeki birçok fraksiyon tarafından kabul edilebilecek tek uzlaşı adayı idi. Zhou ve Bo kadar güçlü bir şahsi iktidar şebekesi (Çince’de Guanxi deniliyor) yok.

Xi’nin kendinden önceki iki cumhurbaşkanı Jiang Zemin ve Hu Jintao en güçlü rakipleri olan Pekin parti patronu Chen Xitong (1990‘da o zamanki İzmir belediye başkanı Yüksel Çakmur ile Pekin ördek restoranında buluşturmuştuk kendisini) ve Şanghay’ın patronu Chen Liangyu’nun ümüğünü sıkmak için iktidara geldikten sonra en az iki yıl beklemeyi tercih etmişlerdi.

Gazete haberlerine bakılırsa, iki eski Cumhurbaşkanı, Xi’ye daha ileriye gitmemesi tavsiyesinden bulunarak, üst düzeyde partili, asker, hükumet yöneticisi kelle aramaktan vazgeçmesini istemişler.
Xi’nin önünde 10 yıllık bir dönem var şayet bir kazaya uğramazsa. Köklü dönüşümler için yeterli bir süre bu. Şayet “temiz eller” operasyonunu – kendisi temizlenmeden – gerçekleştirebilir; borçları, alacakları şişmiş bankaların ve büyük şirketleri sağlıklı bir yapıya kavuşturabilir; zengin ve yoksul eyaletlere arasında dengeyi sağlayabilir; enerji-gıda-şu güvenliğini temin edebilir; Halk Kurtuluş Ordusu’na çeki düzen verebilir, yeni süpergüç olarak “barışçıl yükseliş” kavramı çerçevesinde sorumlu politikalar geliştirebilirse, tarihe adını Mao Zedong ve Deng Xiaoping ile aynı büyüklükte altın harflerle yazdırabilir.

Ama unutmayalım Çin, çok uzun bir katar; trenin hızlı ve ani manevralar yapması halinde raydan çıkma ihtimali yabana atılmayacak kadar yüksek.

Bu nedenle, 21’inci yüzyılın bu yeni süper gücünü, iddialı yeni liderini ve ilişkilerimizin gelişimini yakından izlemeye, elden geldiğince etkilemeye ve riskleri fırsata çevirmeye çalışmakta yarar var.