Doğayla barış mı, savaş mı?
Yeşilhaber.net | 12 Ağustos 2020 | Yazar Mehmet Öğütçü –
İnsan ömrü taş çatlasa 80 ila 100 yıl arasında.
Ama dünyamız öyle mi?
Jeologların edindiği kapsamlı ve geniş bilimsel kanıtlara dayanarak, dünyanın yaşının yaklaşık 4,54 milyar yıl olduğu sanılıyor.
Bu sayı bilinen en eski dünya kabuğuna ait minerallerin yaşı (Batı Avustralya’nın Jack Hills bölgesinde küçük zirkon kristalleri ve Güneş Sistemi’nin yaşı meteor parçacıkları ve Ay’dan gelen örnekler üzerinde jeologların yaptığı radyometrik yaş tayini ölçümleri sonucunda ortaya çıkartılmış.
İnsanların, 200 bin yıl önce Doğu Afrika’da “insanlığın beşiği” olarak tanımlanan tek bir noktadan dünyaya yayıldığı fikri yeni bir araştırmaya göre artık geçerli değil.
Kuzey Afrika’da bulunan beş yeni Homo Sapiens fosili, ilk insanların tahmin edilenden 100 bin yıl önce ortaya çıktığını gösteriyor.
KAİNATTA TOPLU İĞNE KADAR YERİMİZ YOK
Yaşadığımız gezegenin toplam alanı, 510.072 milyon kilometrekare. Bunun 148.94 milyon kilometrekaresi karasal geri kalanı ise su. Ekvatorda dünyanın çevresi 40075.16 km, çapı 12756.1 km.
Daha da ötesine gidip, kainatta dünyanın toplu iğne kadar bir büyüklüğü bile olmadığını da kafamıza çakalım.
Güneş Sistemi kütlesinin yüzde 99,86’lik kısmını oluşturan Güneş’in içerisine tam 1.3 milyon adet dünya sığıyor. Satürn ve Jüpiter gezegenleri, Güneş Sistemi’nin yüzde 0.14’lük kısmını oluşturuyor.
Ki, Güneş kendisi sadece orta boyutta bir yıldız.
Ondan çok daha büyük kütle ve hacme sahip yıldızlar da var. Bilinen en büyük yıldız olan VY Canis Majoris’in yarıçapı Güneş’ten 1800 ila 2000 kat daha büyük.
Şimdi bu gerçekleri bilen bir insanın, içinde bizim atom zerreciği bile sayılmadığımız doğaya meydan okuması, onu kullanmaya çalışırken kendisini topuğundan vururcasına tahrip etmesi, onunla barış içinde yaşaması gerekirken vahşi bir savaşı seçmesi anlaşılabilir bir olgu değil.
DOĞA HEPİMİZE AĞIR CEZALAR KESİYOR
Tam bir akıl tutulması.
Zaten doğa da sadece kendisi ile savaşmayı seçenlere değil ne yazık ki onları durduramayan hepimize ağır cezalar kesiyor.
Seller, fırtınalar, depremler, tsunamiler, volkan patlamaları, küresel ısınma, çölleşme niye oluyor, neyin bedeli sanıyorsunuz.
Onun için doğa ile barış, onun koşullarına uyum, kendisini yenilemesine imkan verilmesi, temiz tutulması, yağmalanmaması geleceğe dönük kaliteli yaşamın ön koşulu.
Yani, iyi bir gelecek, iyi bir dünya aslında elimizde.