“Enerjik” gelecek şimdi başlıyor

“Enerjik” gelecek şimdi başlıyor

12:51 01 May in ARTICLES, In Turkish, PUBLICATIONS

capital1Capital Dergisi | Mayıs 2016 Sayısı | Enerjik Bakış Köşesi

Mehmet Öğütçü | 

Yaşamımızın hemen her sahasında öylesine baş döndürücü hızda gelişmeler yaşıyoruz ki siyasi liderler de işadamları da askeri stratejistler de önümüzdeki yıllarda kendilerini ne tür risklerin beklediği konusunda kaygılı. Ufuktaki fırsatları görüp onlara uygun iş planları geliştirmekte bile tereddütlü ve kararsızlar.

Kısa vadecilik revaçta. Siyasetçilerin ufku 4 yıllık seçim süreleriyle kısıtlı. Şirket yöneticileriyse 2030 ya da 2050’ye uzanan projeksiyonlardan ziyade önümüzdeki çeyrek dönemin sonuçlarını yönetim kuruluna ve yatırımcılarına nasıl sunacaklarını düşünmekle meşgul.

Gelecek şimdi başlıyor. “Enerjik” bir yaklaşımla olup bitenleri tevekkülle kabullenip sadece onlara karşılık vermekle yetinmeyip yaratıcı ve proaktif bir tavır benimseyelim.

Son 30 yılda dünya üzerindeki doğal kaynakların üçte birini tükettik. Kalkınma tarzı değiştirilmediği takdirde dünya kaynakları kendisi yenileyemeden yok olmaya doğru gidiyor. Jeopolitik gerilimler, yeniden sıcak savaşlar dönemini başlatabilir. Biz dirensek de değişim rüzgarları etkisini güçlü şekilde hissettiriyor. Geleceğe dönük senaryoların şu sorulara yanıt araması bekleniyor:

OPEC İÇİN GELECEK VAR MI?

Dünya petrol piyasasında OPEC için bir gelecek var mı? Petrol ikmal güvenliği tehlikeye girebilir mi? Alternatif enerji kaynakları, uzay ve okyanus enerji teknolojileri petrol ve doğalgazı nasıl etkileyecek?

Küreselleşme, ekonomik milliyetçiliği mi yoksa daha geniş liberalizasyonu mu körükleyecek?

Değişen güç dengeleri ışığında içinde Çin, Rusya, Hindistan, Endonezya ve Brezilya’nın da yer alacağı G-7’ye rakip bir ekonomik gruplaşma mümkün mü? Çin ve Rusya’nın Ortadoğu ve Kafkaslar’daki stratejik ortağı İran mı olacak? Washington-Tahran ortaklığı nereye kadar gidebilir?

28’li AB, 30 üyeli federal devlete doğru mu yol alacak yoksa İngiltere’nin ayrılma tehditi dahil mevcut çatlaklar daha da genişleyecek mi?

AB Mİ BÖLGESEL GÜÇ MÜ?

Hem AB hem ABD hem de dinamik Asya ile yoğun etkileşimde bölgesel bir merkezi güç olmayı hedeflememiz tam üyelikten daha mı gerçekçi? AB, ABD ve Çin arasında seçim yapmak zorunda kalacak mıyız?

Çin, 2030’a kadar hedeflediği dünya süper gücü statüsüne yükselebilecek mi?

Rusya, Putin yönetiminde ekonomiyi düzlüğe çıkarıp yakın çevredeki eski sömürgesi cumhuriyetleri yeniden Moskova’nın çizgisine çekebilir mi?

Türkiye’deki Kürt ayrılıkçı hareketi ve İslam köktendinciliği demokrasi çerçevesinde marjinalleşecek mi yoksa ülkedeki kutuplaşma daha da keskinleşecek mi?

İran, güney Irak’taki Şii toprakları ve Suriye üzerinden Doğu Akdeniz’e, oradan da Lübnan’a bağlanabilir mi? İran Azerileri kuzeydeki Azerbaycan’la birleşebilir mi?

Abhazya ve Güney Osetya’dan sonra Gürcistan’ın kalan bölümü de Rus işgaline uğrarsa buna Batı’nın ve Türkiye’nin tepkisi ne olur? Güney Gaz Koridoru projesi çöker mi?

Yolsuzluklarla mücadele, küresel çevre korunması için uluslararası polis gücü gerçekçi mi?

YENİ DÖNEMECE DOĞU

Bizim gibi enerji ithalatına göbeğinden bağlı bir ülkenin gelecekte:

Enerji yoğun sanayilerden katma değeri yüksek alanlara süratle kayması,

Uluslararası rekabet prensiplerine göre çalışacak, büyük bölgesel ve uluslararası enerji şirketleriyle “kazan-kazan” ortaklıklar kurup siyasi ve ticari riskleri de ustaca yönetebilecek “enerji şampiyonları” yaratması,

Projelere dünya ortalamasına yakın maliyette finansman imkanları sunması ve bu amaçla yerli ve yabancı kaynaklardan oluşacak 30 milyar Euro’luk ‘ Türkiye Enerji Yatırım Fonu’ oluşturması,

Dış politika ve güvenlikte “yumuşak güç” stratejisine geri dönmesi,

Uluslararası enerji diplomasisi, güvenliği, istihbarat, politika ve eylemleri, daha geniş çerçevede de ülkenin enerji, çevre, vergi, ticaret, sanayi politikalarıyla bağlantılarını da güçlü şekilde kurması zorunluluk arz ediyor.

Türkiye yeni şekillenmekte olan dünya düzeninde bulunduğu coğrafya, çevresindeki enerji arz zengini ülkeler ve 1 trilyon dolara yaklaşan GSMH’siyle enerjideki küresel “müesses nizam”ın yönetim kuruluna rahatlıkla girmesi sağlanabilir.

Aksi takdirde pusulasız, bir o yana bir bu yana savrulup hem enerjimizi, hem vaktimizi tüketmeye devam edeceğiz. Başkalarının senaryolarında figüranlıktan öteye gidemeyeceğiz. Seçim elimizde.

Türkiye enerjideki küresel “müesses nizam”ın yönetim kuruluna rahatlıkla girebilir.