Ulusal güvenlikte enerjinin önemi

Ulusal güvenlikte enerjinin önemi

19:54 01 May in ARTICLES, In Turkish

capital_dergisiCapital Dergisi | Mayıs 2015 |

MEHMET ÖĞÜTÇÜ | Enerjik Bakış |

“Türk Silahlı Kuvvetleri 2023 enerji vizyonu ve icraat programını askeri stratejinin vazgeçilmez bir önceliği olarak görmeli.”

Sadece en cüsseli bütçenin tahsis edildiği, en fazla insan gücünün istihdam edildiği, en yeni teknolojilerin geliştirildiği, en pahalı altyapı yatırımlarının akıtıldığı değil aynı zamanda en yoğun enerjinin tüketildiği yerlerin başında silahlı kuvvetler geliyor.

Avcı uçaklarının tatbikatları, donanma gemilerinin hem karasularımızı hem de münhasır ekonomik bölgelerimizi devriye gezmesi, zırhlı araçların sınır boyunca muhtemel saldırılara karşılık vermesi, askerlerin mekanlarının ısıtılması gibi onlarca faaliyet muazzam enerji gerektiriyor. Ayrıca askerlerin mobilitesinin sağlanması, NATO alanı dışı operasyonlara katılım, boru hatlarının korunması gibi konular için de enerji olmazsa olmaz bir unsur.

Enerjinin olmadığı ya da yetersiz kaldığı bir ortamda çevik, başarılı, iyi yetişmiş, gelişmiş silah sistemleriyle donatılmış ordunuz olsa da pratikte fazla bir anlam ifade etmez. Ne uçaklarınız havalanır, ne tanklarınız, ne füze savunma sistemleriniz ne de iletişim hatlarınız çalışır. Özellikle petrolde yüzde 93, doğal gazda yüzde 98 ithalata bağımlı Türkiye gibi ülkelerde durum budur.

Sadece enerji üretimi, taşınması, tüketimi ve verimliliği değil aynı zamanda ülkenin enerji altyapısının korunması, siber saldırılara karşı konulması, kesintisiz enerji altyapı yatırımları yapılması
da silahlı kuvvetlerin kritik görevleri arasında.

Irak’tan gelen boru hattı da Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı da kaç kez bombalandı, kesintiye uğradı. TANAP, İran, Doğu Akdeniz ve Irak-Kürt boru hatlarının güvenliği de ciddi riskler
yaratacak nitelikte. Türkiye’nin güvenilir bir bölgesel enerji hub’ı olması kritik altyapıyı korumayı, riskleri etkisiz hale getirmeyi gerektiriyor.

Bugünün Rusya’sının enerjiyi “silah” olarak kullanması, 1974’ün petrol ambargosu, Saddam’ın Kuveyt’i işgali, Amerikan Yedinci Filosu’nun Çin için yarattığı “Malacca Dilemma”, İran’a
yaptırımlar, Güney Çin Denizi, Hazar geçişli boru hattı hepsi enerji-jeopolitik bağlantısını gözler önüne seriyor.

900 milyon insana koruma şemsiyesi sağlayan NATO da enerji güvenliği konusunda yeni girişimler başlatıyor. Daha geçenlerde “Energy Security Centre of Excellence” (Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi) bölümü kurdu. Stratejik enerji bilincini artırmak, kritik enerji altyapısının korunması ve ordularda enerji verimliliğinin arttırılması NATO’nun enerji bağlantılı üç ana görevi.

ABD silahlı kuvvetlerinin enerji ekonomisi yaklaşık Danimarka’nın toplamı kadar. ABD Savunma Bakanlığı bu yıl 96 milyon varil petrol kullanmayı öngörüyor. ABD hükümetinin tüm yakıt tüketiminin yüzde 93’u silahlı kuvvetlere ait. Askeri harekatlarda enerjinin daha etkin kullanımı için de 1,7 milyar dolarlık bir program var Pentagon’da. Savunma Bakanlığı 30 bin GW saat elektrik kullanmış.

Yenilenebilir enerji üzerine de yoğun çalışıyorlar. Hatta ABD’de silahlı kuvvetler 2025’e kadar tüm enerji ihtiyacının yüzde 25’ini yenilenebilir enerjiden sağlamayı hedefliyor.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun denetimindeki Norinco şirketi yurtdışında petrol üretim tesisleri alıyor, petrol ticareti yapıyor, rafineriler kuruyor, yenilenebilir AR-GE merkezleri var, denizaltılar için nükleer reaktör geliştiriyor. Orta Asya’dan gelen boruhatlarının güvenliği için konumlanıyor.

İthal enerji arzına artan bağımlılık yükselen yeni güçlerin artan enerji gereksinimleri, birçok enerji üreten ve transit ülkelerdeki siyasi istikrarsızlık pek çok ülkenin gündeminde. Ayrıca rafineri, boru hattı ve elektrik santrallarına yönelik terörist saldırılar, deniz ve su yolları boyunca korsanlık, elektrik şebekeleri ve kontrol sistemlerine yönelik siber saldırılar da üzerinde en çok kafa yorulan konular…

Askeri harekatların ciddi enerji riskleri de var. Ülkeden uzaktaki askeri kuvvetlerin lojistik ve finansal yükü sürekli artıyor, enerji etkinliğinin artırılması elzem hale geliyor. Yeni enerji teknolojilerinin silah sistemlerine, ulaştırma araçlarına, tesislere uyumlaştırılması da başka bir meydan okuma.

Türk Silahlı Kuvvetleri enerjisinin ne ölçüde hesabını tutuluyor, entegre bir askeri enerji stratejisi çerçevesinde değerlendiriyor bilemiyorum ama içinde yaşadığımız dönemde hem iç hem de dış güvenliğimiz açısından acilen bu dosyaya göz atılmasında yarar var. Zira, enerji tek başına tam bir ulusal güvenlik sorunu bizim için. Tıpkı hükümetin yapmaya çalıştığı gibi Silahlı Kuvvetlerimiz de 2023 enerji vizyonu ve icraat programını askeri stratejinin vazgeçilmez bir önceliği olarak görmeli, bir an evvel bu doğrultuda harekete geçmelidir.